Çaykara Kültür Sanat ve Yayıncılık Ltd. Şti

Çaykara Türkçesinden Kelimeler Çaykaralı Prof.Dr.Necati Ağıralioğlu´nun Kaleminden

Çaykaralı hemşehrimiz Prof.Dr.Necati Ağıralioğlu´nun kaleme aldığı “ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER VE DİĞER İLÇELERLE ORTAK KULLANILANLAR” adlı araştırma yazısını paylaşıyoruz

İÇİNDEKİLER

  1. GİRİŞ
  2. ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER
  3. İKİZDERE İLE ORTAK KELİMELER
  4. BAYBURT İLE ORTAK KELİMELER
  5. KÖPRÜBAŞI İLE ORTAK KELİMELER
  6. AKÇAABAT İLE ORTAK KELİMELER
  7. SONUÇ

1. GİRİŞ

Toplumun fertlerini birbirine bağlayan en önemli unsur dildir. Dil her türlü iletim aracı ile her an içi içe yaşadığımız ve kullandığımız bir kavram. Aynı şekilde tarih de çok önemli. Geçen gün okuduğum bir kitapta ?tarihini bilmeyen bu gününü de bilmez, yarınını da hiç anlamaz? yazıyordu.

Esasında dil, din ve tarih kültürün sacayağını oluştururlar. Bu üç unsur toplumun sosyal yapısının da köşe taşlarıdır. Bu bakımdan sadece konunun uzmanları değil, her münevver, hatta her fert bu üç konu ile ilgilenmek durumundadır. Bu üç unsur birbirinden bağımsız değil, karşılıklı etkileşim içindedirler. Hatta coğrafya ile de önemli bağlantıları vardır. Kısacası diller zamanın yani tarihin ve mekânın yani coğrafyanın etkisi altında yaşarlar ve gelişirler. Bunun için Türkiye´de Cumhuriyet döneminde Ankara´da 1935´te kurulan ilk fakülte Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesidir.

Bir bölgede kullanılan kelimeler insanların seyahatleri ile bölge dışına taşınır, yayılır ve zamanla değişikliğe uğrar. Eskiden ovalarda ulaşım kolay olduğundan ovalarda kültürler daha kolay yayılırdı. Dağlık bölgelerde ve vadilerde ise ulaşım eksenleri ve vadi boyunca dilde bütünlük sağlanırdı. Öte yandan denizlerle ulaşım kolay sağlandığından deniz kıyılarındaki yerleşimlerde ortak kelimeler çoktu.

Son zamanlarda dillerin ve bunların kelimelerinin tarihe ve coğrafyaya bağlı değişimleri diğer metotlar yanında zaman ve mekân boyutlu matematik modellerle de incelenmektedir.

Çaykara yöresinin geçmişteki kültürünü yansıtan pek az yazılı eser bulunmaktadır. Sözlü kültürde kullanılan Türkçe kelimeler atalarımızın bize miras bıraktığı en önemli hatıralardır. Bunların unutulmasına ve kaybolup gitmesine gönlümüz razı değil.

Bu çalışmada Çaykara´da halkın kullandığı Türkçe kelimeler ve bunlardan yakın ilçelerde ortak olanlar değerlendirilecektir. Bu çalışmanın bir gayesi mahalli kelimeleri hatırlamak,  unutulmalarını ve kaybolmalarını önlemek için onları yazılı hale getirmektir.

Diğer bir maksat ise Çaykara yöresi halkının etrafındaki ilçeler halkı ile kadar etkileşim içinde olduğunu anlamaktır. Bunun İçin ilçenin Doğusundaki İkizdere, Güneyindeki Bayburt ve batısındaki Köprübaşı halk ağzı kelimeleri de incelenmiştir.

2. ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER

Çaykara geçmişte Of ilçesine bağlıydı. Of ilçesi ise Solaklı ve Baltacı derelerinin havzalarından meydana geliyordu. Çaykara 01.01.1948´de ilçe oldu. Of topraklarının güneyi bu yeni ilçeye bağlandı. Of ile Çaykara toprakları arasında kalan ve Holo Deresi vadisini de içine alan Dernekpazarı 10 Mayıs 1990 tarihinde kuruldu. Yine Of ile Çaykara toprakları arasında kalan ve Baltacı Deresi vadisinde bulunan Hayrat 1991 yılında ilçe statüsüne geçmiştir. Böylece 70 yıl önce tek ilçe olan bu iki vadi toprakları 4 ilçeye ayrılmış oldu (Şekil 1).

Çaykara´da yüz yıl öncesine kadar, yılın 12 ayı sadece Solaklı vadisi ile sahile, yani kuzeye ulaşılabilirdi. Güneydeki yüksek dağlar her mevsim geçit vermezdi. Mesela Bayburt´a ulaşımı sağlayan Soğanlı Dağlarındaki Kemer Geçidi yılda 6-7 ay, Haldizen Dağındaki Aygır Gölü yanından geçen katırcı yolu beleni 4-5 ay, Anzer´le bağlantı sağlayan Harami Dağı Geçidi 5-6 açıktı. Bütün bu geçitler patika şeklinde yollardı. Çaykara´nın doğu ve batı sınırları da sırtlardan oluştuğu için kışın fazla işlek değildi. Bu iki vadi içindeki köylerde yaşayanlar genellikle iki vadi boyunca uzanan patikalarla ilçelerine ulaşabiliyordu. Bu bakımdan Çaykara topraklarında yaşayan insanlar kapalı bir havzada hayatlarını sürdürmekteydi.

Öte yandan Solaklı Vadisi patikası da yük hayvanları için pek uygun değildi. Çünkü Taşhan ve Cumapazarı güneyinde vadi iyice daralır ve sarp yamaçlardan oluşurdu. Ayrıca sahile yakın Solaklı Deresi üzerinde doğru dürüst bir köprü yoktu.  Bunun için olsa gerek, 1831´de yapılan ilk nüfus sayımını gerçekleştiren ve Of´tan gelen memurlar Kabataş, Zincirli, Yeşilalan, Taşören, Baltacılı, Arpaözü ve Demirkapı köylerini yanlış olarak Baltacı Vadisine kaydetmişlerdir (Demircioğlu ve Bilgin, 2011). Aynı şekilde Çayıroba Köyü ise yine yanlış olarak Solaklı Deresi Vadisine kaydedilmiştir. Bu durum memurların Hükümet Merkezi olan Eskipazar´dan çıkıp Baltacı Deresi Vadisi yolu ile Çaykara yöresine daha kolay ulaştıklarını düşündürmektedir. Yazın ise Solaklı ve Baltacı Dereleri arasındaki sırtlardan at sırtında ulaştıkları fikrini akla getirmektedir. Zaten Hasan Umur´unun belirtiği gibi (Umur, 1951) hükümet merkezi Eskipazar´dır ve Baltacı Deresi, Solaklı Deresine göre tarıma daha uygundur. Bugünkü Of Merkezi bir ara Solaklı diye anılmış. Kısaca 100 yıl önce Çaykara köyleri Of ilçesine bağlı olmakla birlikte ilçeye ulaşım da kolay değildi. Ancak Of- Çaykara- Bayburt araba yolu 1917´de açıldıktan sonra Solaklı vadisinde ulaşım eskisine göre kolaylaşmıştır.

Ayrıca Uzungöl´ün güneyi ormanlarla kaplı ve sarp yamaç ve kayalıklardan oluştuğundan buradan güneye sadece yük hayvanlarının değil, büyük baş hayvanların geçmesi bile zordu.

Eskiden Çaykara´da farklı köylerdeki insanların bir araya gelmesini sağlayan faaliyetler alışveriş için çarşılara gidilmesi,  farklı köylerin farklı yerlerde yaylalara çıkılması, köyler arası düğünler ve imeceler ile buralarda eğlenceler yapılmasıdır. Bir de bölgede yaygın olan medreselere farklı köylerden insanlar eğitim için gelirlermiş

Of ve Bayburt dışındaki alışveriş merkezleri Cumapazarı, Dernekpazarı ve Çaykara´da birkaç han ile birkaç dükkândan ibaretti. Bir de Hadipazarı vardı. Mesela o zaman oldukça işlek olan Hadipazarına Yeşil alan, Taşören ve Eğridere´den geçen geniş ve düz bir patikadan ulaşılırdı.

İnsanların kaynaşmasını sağlayan diğer bir vasıta farklı köylerin farklı yaylalarda yayla yapmasıdır. Mesela Demirkapı- Büyükyayla´da 7-8 farklı köyden insanlar yayla yapardı. Bunların bir kısmı Of köylerinden, hatta Baltacı Deresindeki Eskipazar´dan gelirdi.  Yine Işıklı ve Taşören mahallelerinin bir kısmı Baltacı Deresinin doğu yakasındaki Cunis Yaylasında, bir kısmı Files´te; Ulucami´nin bir kısmı Demirkapı- Büyükyaya´da, bir kısmı Sarıkaya´da, hatta bir kısmı Haldizen Dağ Silsilesinin güneyindeki Bayburt topraklarında yaylaya çıkardı. Aksoğan´ın bir kısmı Eğrisu´da, Şahinkaya´nın bir kısmı Kuşmer Yaylasında hayvancılık yapardı. Maraşlı Köyü Solaklı Deresinin doğusunda olduğu halde yaylaları derenin batısında bulunan Sıçanobadır (Mutluoğlu, 2017).

Diğer kaynaşma vesileleri köyler arası düğünler, eğlenceler ve söz ustalarının karşılıklı türkü atışmalarıdır.

Bazı köylerde öğrenci sayıları 50-60 kişiye varan medreseler kurulmuştu. Medrese eğitimi de farklı köylüleri bir araya getirebilirdi. Genellikle değerli müderrislerin evlerine eğitim almaya giden öğrenciler de çok farklı köylerden toplanıp gelirmiş.

Bütün bunlar Of ilçesindeki insanların kaynaşmasını, bir ortak kültür ve dil oluşmasını sağlamıştır. Dolaysıyla Of ilçesi eski toprakları iki farklı vadiden meydana gelmesine rağmen biraz telaffuz farkları olan ortak bir dil de meydan getirmiştir. Bu günkü mahalli kelimelerde hemen hemen Of, Çaykara, Hayrat ve Dernekpazarı´nda ortak kelimeler kullanılmaktadır.

Bütün bunlar bugün 4 ilçeden oluşan eski Of´ta ortak bir Türkçe oluşmasına katkı sağlamıştır. Fakat bu ortak Türkçe pek yazılı kültür olarak kullanılmadığı için kelimeler zamanla unutulmak üzeredir. Bu çalışmanın bir hedefi bu kelimelerden akılda kalanları yazılı hale getirmek ve komşu ilçelerde hangilerinin ortak kullanıldıklarını belirlemeye çalışmaktır.

Çaykara İlçesinde geçmişte kullanılan mahalli Türkçe kelimeler Tablo 1´de verilmiştir (Niyazoğlu ve Pamuk, 2013). Burada 532 kelime tespit edilmiştir. Yakın ilçeler daha ayrıntılı incelense ve yerinde ayrıntılı araştırmalar yapılsa bu sayının artacağı muhakkaktır.

Tablo 1 Çaykara İlçesinde kullanılan mahalli Türkçe kelimeler (532 Kelime)

A
Abula: Abla
Aç olmak: Acıkmak
Açuk: Açık
Afkurma: Havlamak, ürümek
Ağu: Ağı
Ahbin: Gübre, hayvan dışkısı
Ahıraltı: Evin dıştan aşağı kısmı
Aka: Ağabey
Aletrik: Elektrik
Altateş: Tabanca
Alti: 1. Altı, 2. Aldı
Altun: Altın
Ambar: Anbar
Amel: 1. İshal, 2. Eylem, fiil
Ana: Anne
Anaga: Anneanne, Babaanne
Anca: Sadece
Ancami: Acemi
Ander: Uğursuz
Angmak: Anmak
Arkuri: Aykırı, çapraz
Aru: Arı
Aşhana: Aşhane, evlerde büyük ocak yeri
Aşurmak: Kaçırmak
Avara: Boş, avare
Avli: Avlu
Ayakyolu: Tuvalet
Ayna: 1. Dürbün, 2. Ayna
Ayu: Ayı
Azuk: Kumanya, azık
B
Bağa: Bana
Bakla: Fasulye
Barot: Barut
Batman: Bir ağırlık ölçü birimi
Beydoğa: Kötü dua, beddua
Beyhude: Boşuna
Beyuk: Büyük
Bezirgân Aşı: Ekmek ve Peynirden yapılan bir çeşit yemek
Bi loma: Bir lokma
Bile: İle
Bilevlemek: Bilemek
Birlen: Birden
Bişe: Bir şey
Bişti: Biçti
Boba: Baba
Boğalmak: Bunalmak
Boğazli: İştahlı
Bolanuk: Bulanık
Bolaştı: Bulaştı
Bole: Böyle
Bostan: Salatalık
Boşina: Boşuna
Boylamak: Su derinliğini boyla ölçmek
Boyleliklen: Böylece
Boz: Gri
Bucak: Köşe
Buğda: Buğday
Buhtan: İftira
Buldur: Geçen sene
Buldurcin: Bıldırcın
Bumbura: Arı
Burhenk: Boru
Burmak. Evcil hayvanları kısırlaştırmak
Buyuk: Bıyık
Buzak: İnek yavrusu, buzağı
Büyükana: Büyükanne
C
Came: Cami
Can darlığı: Can sıkıntısı
Can: Ruh
Cazu: Cadı
Cereme: Ceza
Ceyran: Elektrik, cereyan
Cigara: Sigara
Ciniviz: Ceneviz
Cucuk: Civciv
Cufut: Çok sinirli
Cumur: Bir yemek çeşidi
Cuş: Yük hayvanın dur emri
Ç
Çabula: Ayakkabı
Çağ: Şiş
Çağıl: Çakıl
Çağıldak: Çekirdek
Çali: Çalı
Çamaşur: Çamaşır
Çapa: Bir ucu enli, bir ucu sivri kazma
Çapula: Ayakkabı
Çark: Dişli
Çaruk: Çarık
Çatmak: Karşılaşmak
Çayırcılık: Çayır biçme ve ot kaldırma işleri
Çaynik: Çaydanlık
Çebiç: Bir yaşındaki keçi
Çecuk: Çocuk
Çekme: Peynir türü (Çekme Peynir)
Çekuç: Çekiç
Çenge: Çene
Çerap: Çorap
Çeynemek: Çiğnemek
Çıtar: İbik
Çiçen: Peynir suyu
Çifte: Evlerde 2. Kat, 2. Hayvanın çift ayakla attığı tekme
Çikit: Çekirdek
Çimmek: Yüzmek, yıkanmak
Çingan: Çingene
Çokpara: Arsa, ocak para
Çolbaz: beceriksiz
Çordak: Misafir odası
Çumah: Çomak
Çuruk: Temmuz ayı
Çuş: Yük hayvanına dur emri
D
Daha: Henüz
Dak: Dek, kadar
Dalak: Karaciğer
Dalda: Korunaklı açık yer
Dane: Tane
Dayda: Ayakta dur (çocuk dili)
Dayman: Daima
Değmiş: Olgunlaşmış meyve
Deh: Yük hayvanlarına yürü emri
Delikli demir: Tabanca
Denemit: Dinamit
Deppo: Depo
Deste: Bağlanmış ot
Deşek: Döşek
Deşurmek: Toplamak
Dink: Arpa ve buğday tanelerini kabuğundan ayıran değirmen
Dişlemek: Isırmak
Div: Dev
Dizluk: Kadın iç çamaşırı
Dolaylık: Kadın etek dış örtüsü
Doli: Dolu
Domruk: Tomruk
Dövlet: Devlet
Dufa: Dıştan evin yukarı tarafı
Duğa: Dua
Düneyin: Dün
E
E: Ey, karşıdakine hitap şekli
Eba: Kadınlara ey hitabı
Ebiri: Öbürü
Eger: Eğer
Eğine: Önüne
Ehali: Ahali, halk
Ehbap: Ahbap
Ehlak: Yaratılış, huy
Ehtiyar: İhtiyar
Ehya: Gübre
Ekin: Tahıl
Ekiz: İkiz
Ekraba: Akraba
Eksuk: Eksik
El mali: Yabancı mal
Elil: Alil, Kötürüm
Elmek: Ölmek
Emcuk: Emzik
Emice: Amca
Emraz: Hastalıklar
Encuk: Enik, yavru
Endurmek: İndirmek
Eniş: İniş
Erazi: Arazi
Eruk: Erik
Eşkin: Filiz
Eşşek: Eşek
Etmek: Ekmek
Evle: Öğle
Eyi: İyi
Ezen: Ezan
Ezrail: Azrail
Ezva: Kibrit
F
Farfara: Kelebek
Faydos: Paydos
Ferik: Tavuk yavrusu, büyümüş civciv
Filit: Haşere ilacı püskürten alet
Firket: Gariplik, firkat
Flamur: Ihlamur
Funduk: Fındık
Furça: Fırça
Fursat: Fırsat
Furtuna: Fırtına
Furun: Fırın
Fuşki: Hayvan pisliği
G
Gale gale: İneği çağırma şekli
Gapgara: Kapkara, simsiyah
Gaşti: Kaçtı
Gaşuk: Kaşık
Gavran: Ağaçtan yapılmış yağ ve peynir kabı
Gelik: Boynuzlu koyun
Gemre: Gübre
Gerdel: Geniş tahta kap
Geyinmek: Giyinmek
Gıdık: Oğlak
Gız: Kız
Gice: Gece
Gogoç: Öcü
Goluk: Boynuzsuz keçi
Göğercin: Güvercin
Göhi: Güneye bakan yer
Gömlek: Erkek iç giyimi, fanila
Gön: Deri
Görüm: Görümce
Guko: Guguk Kuşu
Guguvaga: Mantar
Gumul: Yığın, ot yığını
Gurna: Musluk
Güleş: Güreş
Güman: Ümit
Günüz: Gündüz
Güyam: Güya
Güz: Sonbahar
Ğ
Ğoy: Üvey
Ğu: Şaşırma nidası
H
Ha şimdi: Hemen şimdi
Habire: Devamlı
Habu: Bu
Haçan: Ne zaman ki
Hafuz: Hafız
Halaz: Dolu
Hale: Hela
Hamail: Muska
Haman: Hemen
Haneka: Yayla evinde kiler
Hark: Ark
Hartoma: Ahşap çatı örtü malzemesi
Haşıl: Kavut unundan yapılan bir çeşit yemek
Haşlak: Çok sıcak
Hau: Şu
Hayat: Balkon
Hayde: Haydi
Hayf: İntikam
Helbet: Elbet
Hembelek: Hımbıl
Hemence: Yün iplikten dokunmuş heybe, azık torbası
Heram: Haram
Herhalda: Herhalde
Heris: Haris
Hernuk: Kuraklık
 Herslenmek: Hırslanmak, öfkelenmek,  kızmak
Hesut: Hasit
Heya: Hayâ
Heyir: Hayır, iyilik
Heyrat: Hayrat
Heyvan: Hayvan
Hezek: Kızak
Hi: İğrenç bir şey için tepki sesi
Ho: İneklere yürü emri
Honi: Huni
Horom: 1. Ot bağı, 2. Horon
Hoşot: Mısır koçanının kabuğu
Hov: 1. Hız, 2. Hırs, arzu
Hozan: Verimsiz toprak
Hurafa: Hurafe
Hutbin: Sinirli, kibirli
İ
İki canlı: Gebe
İlan: Yılan
İlen:  İle
İlla: Mutlaka
İpranmak: Yıpranmak
İstah: İştah
İsteyici: Dilenci
İş Doni: İç donu
İşluk: İş gömleği, işlik
İtmek: Yitmek
J
K
Kabalak: Kepenek
Kabur: Mezar, kabir
Kaful: Çalı kümesi
Kağet: Kâğıt
Kahriman: Kahraman
Kancuk: Kancık
Kara güz: Güz sonu
Kara kış: Kış ortası
Karamal: Büyük baş
Kardaş: Kardeş
Karğa: Karga
Kav: Kibrit
Kavğa: Kavga
Kayın:  Kayınbirader
Kehriz: Yeraltı kanalı, kanat
Kelep: İpliği parmaklara dolayıp yapılan yumak
Kendir: Kenevir
Kenef: Tuvalet
Kerenti: Tırpan
Kesim: Hayvan ürünlerinin bütünü
Ketim: Nüfusa yazılmamış saklı çocuk
Kılavlamak: Bilemek
Kıran: Tepe
Kırtıl: otlak, otlak parası
Kısır: O yıl doğurmamış evcil hayvan
Kibi: Gibi
Kindi: İkindi
Kirez: Haziran ayı, kiraz
Kirka: Bir ucu enli, bir ucu sivri kazma, kırka
Koçayı: Ekim ayı
Kokoç: Çocuk dilinde korkunç, çirkin
Kolof: Pide
Kom: Küçük mezire evi
Komar: 1. Kumar, 2. Orman gülü
Konkoroş: Turşusu yapılan bir bitki
Kopça: Düğme
Kopel: Piç, yaramaz çocuk
Kopmak: Yürümeye başlamak
Kopuk: Delikanlı, çapkın
Korkuzan: Korkak
Korom: İs, kurum
Korop: Derme çatma barınak
Koruk: Koru
Kot: Bir tahıl ölçüsü
Kotkafa: Beyinsiz, akılsız
Kötek: dayak
Kubat: Utangaç, çekingen
Kucuk: Şubat ayı
Kudi kudi: Köpeği çağırma sesi
Kukula: Bir çeşit başlık
Kumuş: Kestane meyvesinin dikenli dış kabuğu
Kupa: Bardak
Kupli: Asma kilit
Kurç: Sızma peynir tomarı
Kurşum: Kurşun
Kurun: Ahşap peynir muhafaza kabı
Kurut: Kurutulmuş yoğurt
Küski:  Kayalarda delik açmada kullanılan uzun demir, küskü
Kuşluk: Sabahla öğle arasındaki vakit
Kutaf: Köpek yavrusu
Kuti: Kutu
Kuvar: İplik yumağı
Kuyı: Koyu
Kuz: Kuzeye bakan yer
Kuzi: Kuzu
Külek: Ahşap yağ muhafaza kabı
Külfet: Ev halkı, yük
Külür: Bir tür bezelye
Kütük: Nüfus kayıt defteri
L
Lağom: Dinamit, lağım
Lağop: Lakap
Lahori: Bir cins yün kuşak (Lahor kuşağı)
Lampa: Lamba
Lapaza: Yayla içlerinde yetişen bir ot
Lapor: Rapor
Lenger: büyük bakır kap
Lirkapa: Mavi çilek
Longoz: Derin göl
Lor: Bir peynir türü
Lüküs: Bir aydınlatma aracı
M
Mahana: Bahane
Mal: İnek, büyük baş hayvan,
Malez: Un yemeği
Manca: Çorba, ana yemek
Maraz: Sara gibi ruhi hastalık
Maslahat: Yardım
Maşat: Mezar taşı
Mazi: Kağnı tekerleklerini birbirine bağlayan ağaç
Mbu: Su (çocuk dili)
Mehli: Mahalli
Memişhane: Tuvalet
Merenk: Otluk
Mes: Mest
Meşe: Orman
Met: Çelik-çomak oyunda kullanılan dal parçası
Mezene: Zannetme, şüphelenme
Mintan: Gömlek
Minzi: Çökelek peyniri
Mora: Böğürtlen
Muğ: Çivi
Muhlama: Mıhlama, yapışkan peynir yemeği
Munzur: Çene kısmı
Musaf: Mushaf
Musafir: Misafir
N
Na: Al
Nahır: çok sayıda büyükbaş hayvandan oluşan sürü
Nalet: Lanet
Nebet: Nöbet
Nemaz: Namaz
Nesip: Nasip
Nezuk: Nazik
Niza: Çatışma
Nusibet: Musibet
Nuska: Muska
Nuzul: Felç olmak, inme
O
O ki: Mademki
O biri: Öbürü
Ocak: 1. Şömine, 2. Ev bark
Ofurmak: Üflemek
Oğa: Ona
Oğramak: Uğramak
Oğur: İneklerin öküze gelmesi
Oğurlu: Uğurlu
Oğutmek: Öğütmek
Oğuz: Yabani
Oha: Sığıra dur emri
Ola: Erkekler için ey nidası
Olar: Onlar
Onutmak: Unutmak
Opa: Oba
Osun: Olsun
Oşt: Hoşt
Oyle: Öyle
P
Palak: Yüksek yerlerde yetişen ot
Pambuk: Pamuk
Peke: Peyke
Perşenk: zil, haber
 Pina: Bina
Pipil: Erkek çocuk cinsel organı
Pisar: Çam ağacı reçinesi
Pisik: Kedi
Piştov: Silah, tabanca
R
Recber: Rençber, çiftçi
Reyha: Rayiha, güzel koku
Reyiz: Reis
Rospi: Orospu
Rufat: Rıfat
Ruzigar: Rüzgâr
S
Sağın: Sağmal
Salahana: başıboş, tembel
Salitmak: Sallamak
Sanduk: Sandık
Sankim: Sanki
Sebet: Sepet
Sehluk: Deli, akılsız
Sergi: Kilim gibi örtüler
Sıfat: Yüz
Sınor: Sınır
Sırğan: Isırgan
Sifte: Siftah
Siğna: Yara izi
Silik: Islık
Siliklamak: Islık çalmak
Simarlama: Ismarlama
Sinor: Sınır
Sizgeç: Süzgeç
Soğmek: Sövmek
Sokak:  Evde hol, koridor
Somar: Bir tahıl ölçüsü
Sora: Sonra
Sovan: Soğan
Sovuk: Soğuk
Su dökmek: Çiş yapmak
Suçli: Suçlu
Sufur: Sıfır
Sulent: Oluk
Suli: Sulu
Surat: Yüz
Suri: Sürü
Susanmak: Susamak
Suser: Büyük kilit
Ş
Şalğam: Şalgam
Şamar: Tokat
Şaplak: Tokat
Şarba: Eşarp
Şeher: Şehir
Şelek: Bir tür yük bağlama şekli
Şenlenmek: Yerleşime açılmak
Şerit: Kalın ve uzun ip
Şina: İplik yumağı
Şindi: Şimdi
Şişek: Bir yaşındaki koyun
Şuşuruk: Balon
T
Tahra: Küçük balta
Taket: Takat, güç
Tatli: Tatlı
Tavara: Karabasan
Tavlanmak: Beslenmek
Tavuşan: Tavşan
Tekmuk: Tekme
Ten: Nem
Terek: Raf
Teşki: Keşke
Tet: Sakın (çocuk dili)
Tevor: Kalın yapraklı çam ağacı
Teyyare: Uçak
Tik: Dik
Tiken: Diken
Toklu:  Bir yaşındaki erkek koyun
Toktor: Doktor
Tüge: bir yaşındaki inek, düve
U
Uç: Üç
Ufantı: Ekmek kırıntısı
Urfan: İrfan
Uruba: Elbise
Urum: Rum
Urus: Rus
Usti: Üstü
Uşak: Erkek çocuk, delikanlı
Uşti: Uçtu
Uy: Hayret nidası
Uyki: Uyku
Uzmek: Yüzmek
Uzum ayı: Kasım, üzüm ayı
Uzum: Üzüm
V
Varyoz: Balyoz
Vikaye: Koruma
Y
Yalağuz: Yalnız
Yaldanmak: Aldanmak
Yangun: Yangın
Yansılamak: Taklit etmek
Yar: 1. Sevgili, 2. Uçurum
Yasan: Bayır
Yastuk: Yastık
Yaşmak: Baş Örtüsü
Yavri: Yavru
Yaylim: Yaylım, otlak
Yayuk: Yayık
Yazbaşı: İlkbahar
Yekten: Aniden
Yel: Ağrı
Yengi: Yeni
Yengmek: Yenmek
Yenlik: Hafif
Yerelması: Patates
Yerğan: Yorgan
Yerişmek: Yetişmek
Yesir: Esir
Yeya: Yaya
Yeyla: Yayla
Yırmak: Irmak
Yiğne: İğne
Yiri: İri
Yolçi: Yolçu
Yolvarmak: Yalvarmak
Yomurta: Yumurta
Yorğan: Yorgan
Yukli: Gebe
Yulduz: Yıldız
Yuzuk: Yüzük
Yürek: Mide
Z
Zagoda: Yaban soğanı
Zağar: Köpek
Zalum: Zalim
Zencir: Zincir
Zevzek: Geveze
Zırza:  Menteşe
Zibil: Bol, Sebil
Zimbil: Zembil
Zubun: Zıbın

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

100 yıl önce Çaykara köylerinden vilayet merkezi Trabzon´a ender hallerde gidilirdi. Mesela sadece imkânı bol olanlar Trabzon´da bulunan doktorlara gidebilirdi. Bir de erkelerin askerlik dolaysıyla veya mevsimlik çalışma için bölge dışına çıkması söz konusu idi. Yine Rus işgali dolaysıyla batıya göçler olmuş ve 2 yıl sonra bazı aileler kendi topraklarına geri dönmüşlerdir. Bütün bunlar bölgenin bir asır önce dışa kapalı olduğunu ve içerde ise iyi bir iletişim ağı bulunduğunu göstermektedir.

2. İKİZDERE İLE ORTAK KELİMELER

İkizdere İlçesinde yaygın kullanılan mahalli Türkçe kelimeler kaynaklardan tespit edilip Tablo 2´de verilmiştir (Coşkun, 2017). Bu kelimelerin sayısı şimdilik 125 olarak belirlenmiştir. İkizdere´deki pek çok kelimenin Çaykara´dakilerle hemen hemen aynı olduğu görülmektedir. Orada telaffuz farkı olarak ?ke? ve ?ka? sesleri ?ce? şeklini almıştır. Yörede göçler hep doğudan batıya doğru olduğuna göre göçle gelen ahali kendi kelimelerini yanlarında getirmişlerdir. 2016 yılında Ballı Köy (Anzer Köyü, İkizdere) için Anzer (Demir, 2016) diye bir tanıtım kitabı çıkarılmıştır. Kitabın sonundaki  ?Anzer Kelime ve Deyişler Sözlüğünde bulunan 300´den fazla kelimenin yüzde 90´ından fazlası Çaykara´da da kullanılmaktadır. Bu da bize iki ilçe kültürünün ne kadar yakın olduğunu gösterir. Zaten musiki aletlerinde ve türkülerde de yörenin üslubu ve kelimeleri Trabzon´dan çok Rize´ye yakındır. Mekân olarak da yöre, il merkezine göre Rize´ye daha yakındır

Tablo 2 İkizdere İlçesinde halkın kullandığı mahalli Türkçe kelimeler (125 Kelime)

Afkurmak: Havlamak, edepsizce konuşmak
Afkurmak: Havlamak, yanlış konuşmak
Ağır Ayak: Gebe
Ağırayak: Gebe
Ahpin: Gübre
Aşlama: Ağaç fidesi
Basabas: Tıka basa dolu
Becit: Zor, acele
Bola ki: İnşaallah, ümit edilir ki
Çatma: Kavşak
Çepiç: Altı aylık keçi yavrusu
Çiçen: Süzme yoğurdun veya ekşimiğin suyu
Çifin: Kokusu ağır, sarı çiçekli, zehirli orman gülü
Ço: At ve katırı uyarma sözü
Dalda: Yağmur ve rüzgardan korunaklı korunaklı yer, gölgelik
Daltaşak: Çırılçıplak
Değmek: Olgunlaşmak
Dink: arpa-buğday kabuklarını ayırmaya yarayan değirmen
Dizluk: kadının iç çamaşırı
 Dova: Dua
Dumanlanmak: Sigara vetütün içmek
Elçi: Kız istemeye giden kişi
Fent:  Tuzak, Fen
Ferik: Piliç
Filit: Haşere ilacını püskürten alet
Foli: Folluk
Ğayif: Intikam
Ğezep: Gazap, Öfke
Ğoy: Üvey
Güman: Umut
Hedik: Kar ayaklığı
Heleke: Halka
Hemail: Kadınların boyunlarına taktıkları bir tür muska
Hernuk: Toprağın kolay kazılacak durumda olması
Hesut: Gaddar, haset
Hov: Hız, heves
Hozan: Kıraç, verimsiz toprak
İlan: Yılan
İskat: Ölenin namaz ve oruç borçlarına kefaret olarak ayrılan para
İşteyici: Dilenci, isteyici
İtmek: Kaybolmak
İturmek: Yitirmek
Kabalak: Kepenek
Kari Kuri: Bütün kadınlar
Kavara: Yellenme
Kavğa Kaşagusi: Insanları birbirine kışkırtan
Kayiş: Bele takılan kemer
Kevi: Sağlam, kavi
Kiça: Topal
Kidik: Oğlak
Kılavlanmak: Bilemek
Kırtıl parası: Yayla sahiplerinin yaylalara gelen yabancılardan aldığı köy sandığı parası
Kırtıl: Yaylalarda yetişen, hayvanları severek yediği yağlı bir ot
Koliva: Suda pişmiş mısır
Kolot: Pide
Koluk: Boynuzsuz teke
Kom: Mevirelerde yapılan küçük ev
Komar: Orman gülü
Komsilamak: Şikâyetçi olmak
Kopel: Piç, yaramaz çocuk
Kopuk: Çapkın
Korbakor: Hayırsız, lanetli
Korkot: Kırılmış mısır
Korop: Derme çatma barınak
Kovermek: Bırakmak
Kuka: Yumak
Kukul: Küçük ot yığını
Kukula: Yün fes
Kukuli: Küçük tepe
Külek: Çam ağacından yapılan kova
Kumuş: Kestanenin dikenli kabuğu
Kunci: Kuru kendir sapı
Kupli: Kilit
Kuplika: Hıçkırık
Kurç: sert ve kuru çökelek
Kurulmak: Süslenmek
Kurumli: Biçimli, üstü başı düzgün
Küski: Delik açmada, taş kaydırmada kullanılan uzun demir, küskü
Kutaf: Köpek yavrusu
Lağop: Lakap
Lağum: Dinamit, lağım
Lazut: Mısır
Likapa: Kuş üzümü, mavi çilek
Longoz: Derin göl
Lop: Olgun meyve
Malatok: Küçük balyoz
Malez: Su ve unla yapılan yemek
Meşe: Orman
Mezene: Şüphe
Mile: Misket
Minci: Çökelek
Miyancı: Elçi, meyancı, aracı
Muncur: Dudak
O ki: Madem ki
Orkinmek: Ürkmek
Patiç: Taze fasulye
Peş: Arka
Piştof: Tabanca
Purtul: Eski elbise parçaları
Rospi: Orospu
Sakonar: Kiler
Saltabaş: Sorumsuz, avare
Şarba: Eşarp
Şarşaf: Çarşaf
Seyta: Iki kişinin karşılıklı kullandığı küçük bıçkı
Şişek: Bir yaşındaki koyun
Somar: Altı tenekelik tahıl ölçüsü
Sumuç: Başparmak ile işaret parmağı arasındaki mesafe
Sunduk: Büyük un ambarı, sandık
Supara: Elifba, mushaf pare
Süser: Büyük kilit
Tavara: Karabasan, kabus
Teşki: Keşke
Tüylenmek: Zenginleşmek
Uşak: Erkek çocuk
Uyma Gitmek: Kızın kendi rızasıyla oğlana kaçması
Vikaye: Koruma, gözetme
Virka: Çatal şeklindeki ahır küreği
Yalağuz: Yalnız
Yangaz: 1. Dürüst olmayan, 2.Haylaz
Yansilamak: Alay Etmek
Yaylim: Otlak, mera
Yenlik: Hafif
Yiri: Iri
Zibil: Çöp, süprüntü

3.BAYBURT İLE ORTAK KELİMELER

Bayburt için belirlenen mahalli Türkçe kelimelerden tespit edilenler Tablo 3´te gösterilmiştir. Bunların sayısı şimdilik 63´tür. Ortak kelimelerin daha fazla olduğuna inanıyorum. Çünkü eskiden halkın bilhassa yaz aylarında Bayburt´tan zahire gibi ihtiyaçlarını karşıladıkları bilinmektedir. Yani ulaşım bir şekilde sağlanıyordu. Bilindiği gibi, Bayburt ahalisi kelimeleri yöreye göre biraz daha boğazın derinliklerinden ses çıkararak telaffuz etmektedir.

Tablo 3 Bayburt´ta kullanılan Mahalli Türkçe Kelimler (63 kelime)

KELİME ANLAMI
A
Ahan İşte
Ahbun Gübre
Alaf Ot, saman
Alma Elma
Ander Uğursuz, sahipsiz
Ayam Hava
B
Bıcık Küçük
Bibi Hala
C
Ciğit Çekirdek
Cücük Civciv
Ç
Çember Başörtüsü
Çimmek Yıkanmak
D
Dam Ahır
Düneyinner Birkaç gün önce
E
Essah Sahi
G
Gazel Kuru yaprak
Gıdık Oğlak
Got Ekin ölçeği
Göresmek Özlemek
Gudi Küçük çömlek, kutu
Guduk Köpek yavrusu
Gumbuz Yumruk
Ğılevlenmek Bilemek
H
Harğ Ark
Has Güzel
Havu O
Havura Orası
He Evet
Hernik Yağmurda yumuşamış ekilmeye hazır toprak
Herslenmek Kızmak, öfkelenmek
K
Kancık Dişi köpek
Kartol Patates
Kavut Kavrulmamış arpa ve buğday unu
Kıtım Lokma, parça
Kıtlamak Isırmak
Kumul Yığın
Kurun Arıkovanı, yalak
L
Lazut Mısır
M
Mazı At ve öküz arabası dingili
Merek Samanlık, otluk
Mertek Ağaç kirişler arasını örmeye yarayan ağaç parçası
Minzi Çökelek peynir
Mitil Tandır örtüsü, yatak, yorgan
Mundar Pis
Musmar Geniş tepeli çivi, mismar
N
Nacak Küçük balta
P
Pağla Fasulye, bakla
Peke Divan, peyke
Peşkir Havlu
S
Sille Tokat
Sini Sofra
Söve Kapı çerçevesi
Suluh Eski evlerde yıkanılan yer, suluk
Südlü Sütlaç
Sürtük Gözü dışarıda olan kız
Ş
Şelek İnsan sırtında taşınan yük
Şor Çok tuzlu
T
Tandur Yere gömülen ocak, tandır
Terek Raf
Tirendez Temiz, tirendaz
Tump Tarlaları ayıran tümsek
U
Uçkur Bel lastiği
Uşak Çocuk

5. KÖPRÜBAŞI İLE ORTAK KELİMELER

Köprübaşı Çaykaranın batısında kalır ve halkı genellikle Sultan Murat yaylalarında komşu yaylalarda yayla yapar. Bu bakımdan eskiden iki halkın kaynaşması kolaydı. Bu ilçe Sürmene´den yeni ayrıldığı için Sürmene kültürünü de yansıtmaktadır. Köprübaşı´ndaki ortak kelimeler 73 tane olarak belirlenmiş ve Tablo 4´te gösterilmiştir. İki ilçenin listesi incelenirse pek çok kelimenin telaffuzları ile birlikte aynı olduğu görülür.

Tablo 4 Köprübaşı (Sürmene) İlçesinde kullanılan mahalli Türkçe Kelimeler (73 Kelime)

KELİME    ANLAMI
Afkurmak: Havlamak
Ahbin: Hayvan Gübresi
Analiz: Suda yumuşatma
Ander: Lanetli, uğursuz
Arkuri: Yana doğru, çapraz
Azderha: Ejderha, canavar
Badis: Taze fasulye
Becit: Acele
Beşko: Soba
 Bola ki: Keşke
Buldur: Geçen yıl
Celepçi: Kasap, hayvan alıp satan
Çiğit: Çekirdek
Corma: Bataklık
Çenge: Çene
Deşirmek: Toplamak
Dirgen: Çatal şeklinde kürek
Esseh: Gerçek,
Farfara: Kelebek
Ferik: Tavuk yavrusu
Kaban: Tepe
Gariplanmak: Özlemek
Gayde: Ezgi, nağme
Korbagor: Kötü, sevilmeyen kişi, korbakor
Korgot: Mısır kırması
Kugul: Yığın, tepe
Kuguvak: Mantar
 Haçan: Madem
Halaz: Dolu
Hartoma: Bir çeşit ahşap kiremit
Haşli: Çok sıcak
Hayat: Balkon, avlu, hol
He: Evet
Herek: Fasulye sırığı
İfteri: Eğrelti otu
Kaful: Ocak, Küçük ağaç grubu
Katma: İp, bağ
Kavran: Ahşap fıçı
Kerenti: Tırpan
Kertel: İneklerin yal kabı
Koliva: Suda pişmiş mısır
Kopça: Düğme
Kosva: Bir çeşit kuş
Kubli: Asma kilit
Kukuvak: Mantar
Kumuş: Kestanenin dikenli dış kısmı
Kunzi: Kurumuş kendir sapı
Kusur: Taneleri ayrılmış mısır koçanı
Lalak: Sersem, aptal
Lazut: Mısır
Malez: Un ve su karışımı bir yemek
Merek: Ot koyma yeri
Mertek: Çatıda kullanın tahta
Mile: Misket
Minci: Bir çeşit peynir
Mucurum: Sakat
Muh: Çivi
Muncur: Ağız, dudak
Na: Al
Oğarmak: Tamir etmek
Peşkir: Havlu
Pisik: Kedi
Reyha: Güzel koku
Sebi: Küçük çocuk
Sıçan: Fare
Sipsi: Kedi, kediye seslenme
Soğun: Bari, hiç olmazsa
Sürüşmek: Biriyle uğraşmak
Vol: Tarladaki kalın toprak kütlesi
Yangaz: yaramaz, haylaz
Yenlik: Kiloca hafif
Zati: Zaten
Zirza: Menteşe
Zurzula: Bir çeşit ot

6. AKÇAABAT İLE ORTAK KELİMELERİ

1970 ?li yıllarda her yıl Çaykara´yı ziyaret edince Akçaabat´ın Çiçeklidüz Köyüne de hısımlarım dolayısıyla giderdim. Her sene oradaki yaşlı ninelerle yaptığım sohbetlerde iki ilçe kelimeleri arasında ne kadar çok benzerlikler olduğunu fark ederdim. Bunun için bu çalışmaya Akçaabat yöresini de kattım. Akçaabat Kültür Derneği mahalli kelimeler için çok geniş misalli bir lügatçe hazırlamış. Bunu inceledim. Lügatçeye bizim kültürümüzden olmayan bazı kelimelerin de alındığını fark ettim.  Burada özellikle bizim kültürümüzle ortak olanları belirledim ve Tablo 5´de 452 kelime gösterdim. Akçaabat´ta ilçemiz ile ne çok ortak kelime kullanıldığını inceleyenler göreceklerdir.

Aslında Trabzon, Giresun ve Ordu halk ağızları incelenince onlarda da pek çok ortak kelime olduğu görülür. Zaten buranın halkı olan Kumanlar, Kıpçaklar ve Çepniler buralara çok erken gelmişler, fakat uzun zaman bir devlet kuramamış olduklarından bir ortak kültür, dolasıyla bir ortak dil de oluşturamamışlardır. 

Tablo 5 Akçaabat İlçesinde Kullanılan mahalli Türkçe kelimeler (452 Kelime)

A
Abril: 13  Nisan ? 13 Mayıs arasındaki ay
Abula: Abla
Aca: Acaba
Acolmak: Acıkmak
Afkurmak: Havlamak
Aga: Ağabey, yaşça büyük erkek
Ağurluk: Ağırlık, gelin için alınan giysi, eşya, takılar
Ağustos Ayı: 14 Ağustos-13 Eylül arasındaki ay
Ahan: İşte
Ahbun: Hayvan dışkısı
Ahretluk: Sofi, derviş, takva sahibi
Akacak: Banyo yapmak için kullanılan, beton zemin
Alabluz: Bir tür saç tıraşı şekli
Aletiruk: Pille çalışan el fener
Altiyan: Alt yan, aşağı yan
Amel: İshal
Analiz: Yumuşama
Anca: Şimdi
Andaval: Kalın kafalı, aptal
Ander kalsın: Olmaz olsun
Angırmak: anırmak, merkep bağırması
Angmak: Anmak, bahsetmek
Ansırmak: Hapşırmak
Arguri: Yatay ve düşey arasında bir eğiklik
Aşana: Aşhane, evlerde insanların oturduğu kısım
Aşlama: Fidan
Avara: Avare
Ayakyolu: Tuvalet
Ayam: Hava, gökyüzü
Azdirha: Ejderha
B
Badul: Kar tanesi
Bağdadi:  Çıtalarla örülen ve içine taş doldurulan duvar
Bakla: Fasulye
Bakraç: Bakır kova
Balak: Tombulca
Barem: Bari anlamında kullanılan edat
Başini bağlamak: Evlendirmek
Bayişağa: Yukarıdan aşağıya doğru
Becid: Acil
Belkim: Belki
Bennem: Bilmem, bilmem ki
Beşko: Küçük soba
Beyduva etmek : Beddua etmek
Bi daha: Aynısı, tıpkısı benzeri
Bi kucam: Bir kucak dolusu
Bi´dikna: Nokta kadar az
Bile: Birlikte, beraber
Bilömacuk: Bir lokmacık
C
Cahel: Cahil
Came: Cami
Caymak: Vazgeçmek
Cazu: Cadı
Ceyran: Elektrik, elektrik akımı
Cimciklamak: Çimdik atmak
Cin cıfıt: Çoluk çocuk
Cingıl: Üzüm yada karayemiş salkımı
Cirlamak: Çığlık atmak
Cisa: saksağana benzeyen bir kuş
Cislaved: İçi astarlı  lastik ayakkabı
Comaat: Cemaat
Cümbiş:  Şen şakrak olma
Ç
Çapula: Ayakkabı
Çaşit: Casus, ajan
Çatmak: Rastlamak, karşılaşmak
Çaynık: Demliğin altındaki büyük çaydanlık
Çekişmek: Ağız kavgası yapmak
Çepiş:  Bir yıllık keçi yavrusu
Çepreşuk: Çapraz
Çıngıl: Yandan mandalla sıkıştırmalı olan ayakkabı
Çingan: Çingene
D
Dalevera: Ardından iş çevirme, hile
Dam: Tütünlerin kurutulduğu ahşap yapı
Darcanli: Sabırsız
Dardar etmek: Anlamsız, boş konuşma
Darluk: Bunalım, sıkıntı
Daun: Veba, taun
Davara: Uykuda sıkıntı verdiğine inanılan yaratık
Dayman: Daima
Dekavut: Emekli
Delim Deşuk: Delikli olan, yırtılmış, paramparça
Dema: Şaşkınlık ve tepki kelimesi ifadesi
Demin: Az önce
Deşirmek: Toplamak
Dibaraci: Sahtekar, dubaracı
Dibiç: Kısa boylu, bodur, cüce
Dibur: Anüs
Didi: Köpekleri kovalamak için kullanılan terim
Dimla: Çok az, zerre
Dişarlanmak: Hacet gidermek
Dişlemek: Isırmak
Dişlim: Isırık
Divitin: Bir kumaş türü
Diynek: Deynek, asa
Diken Ağacı: Akasya
Doğuşmek: Kavga etmek
Dolaylama: Etrafından dolanarak
Domat: Domates
Dubaracı: Kurnaz, uyanık, hileci
Dumlama: Hafif yüksek yer, tepecik
Düğdi: Keser, balta gibi el aletlerinin arka tarafı
Dütdüruk: Düdük
Düvermek: Devirmek, İtmek
E
Ebi: Diğer, öbür
Ecinili: Perili, cin veya cinlenmiş
Egereme: Eğer
Eğuuu: Gelen olduğunu bildiren seslenme
Ehlak: Ahlak
Ehtiyar: İhtiyar
Ehya: Gübre
Ekleşuk: Akraba
Elak: Pis, murder
Elçinme: Vurmaya teşebbüste bulunma
Elen: Elan, henüz, şimdilik
Elma: Patates
Elmek: ölmek
Emice: Amca
Enuk: Köpek yavrusu
Erzayil: Azrail
Ese: Gerçek, ciddi
Eserli: Cinli, perili
Eşkin: Filiz
Etmek: Ekmek
Evetlemek: Acele etmek
Evlek: Sebze ekmek için açılan küçük ve uzun kanal
Evliyin: Öğleyin
Evza: Kibrit
Eyi: İyi
Eylenmek: Oyalanmak
F
Fer: Işık, güç
Ferik: Genç Tavuk
Fes: Bir kadın başlığı
Fetvaz: Alavera-dalaveracı, fitneci, bozguncu
Filit: Haşerelere ilaç vurma aracı
Fistuk: Kabuklu kuruyemiş
Flambur: Ihlamur
Fodik: Delik
Forsatmak: Hava atmak, kibirlenmek
Fufu: Çocuk dilinde yara
Fuşki: Hayvan dışkısı
G
Gale-Gale: İnekleri çağırmak için kullanılan söz
Gavlağan: Çınar ağacı
Gaybana: Lanet olası, gözü körolasıca
Gaytan: Örgülü ince ip, kaytan
Gazel: Kurumuş, yere düşen yaprak
Gebeş: Göbekli, şişman, kilolu
Gemre: Hayvan pisliği
Gıdim Gıdim: Az az, çok az
Goliva: Suda pişmiş mısır
Gopça: Elbiselerde kullanılan düğme
Gosi: Kuluçkaya yatmış tavuk
Gön: Deri
Göreslemek: Özlemek
Görüm: Görümce
Gügüm: Bakır veya alüminyum su kabı, güğüm
H
Habire: Devamlı
Haboyle: Bunun gibi
Haçan: Ne vakit, mademki
Hagaldi: Neredeyse
Halbuysam: Halbuki
Hane: Nerede
Hark: Su yolu, su kanalı
Hartoma: Bir tür ahşap çatı örtüsü
Has: İyi, güzel
Haşindi: Şimdi
Haşli: Çok sıcak
Hatil: Duvarda tahta parçası
Hauna: şuna, şuradakine, şurdakine
Haurda: Orada
Havan: Tütün kıyma makinesi
Haviç: Yağlı, unlu, peynirli bulamaç
Hayın: Hain, çok şiddetli
Hedik: Silindir şeklinde ahşap kar ayakkabısı
Helbet: Elbet
Hemayil: İçerisinde muska taşınan zincirli gümüş kap
Herek: Fasulye sırığı
Herslenmek: Kinlenmek, kızmak
Hışır: İyi olmayan
Hışıri çıkmak: Aşırı derecede yorulmak
Horom: Hasat edilmiş mısır ya da çayır yığını, bağ
Hoşlastik: Kara lastik ayakkabı
Hoşmeri: Bir tür kuymak
Hovini Almak: Tatmin olmak, acısını çıkarmak
Hüstüyanar: Aralık ayı
İ
İfteri: Eğrelti out
İhbal: Talih, ikbal
İkicanli: Gebe
İkindiğin: İkindi vakti
İlişma: Dokunma, üzerine gelme
İliştirmek: Eklemek
İnsız: Issız
İpratmak: Yıpratmak
İsi Gitmek: üstü gitmek, baygınlık geçirmek
İskemle: Sandalye, oturak
İspandam: Bir tür çınar ağacı
İstiyan: Üst yanı, yukarı yer
İşkillenmek: Şüphelenmek, kaygılanmak
İşluk: İçten giyilen ince elbise, atlet, çamaşır.
İşmar: Göz kırparak verilen işaret
İzbandot: İri kıyımlı, kimse
K
Kabara: Ayakkabı altına çakılan yuvarlak tepeli çivi
Kabsalak: Salak, aptal
Kabut: Kaban türü kalın giysi
Kaful: Bitki veya çalı kümesi
Kagoş: Gerizekalı, aptal
Kalafat: Ahşap kayık tamiratı
Kalandar: Ocak ayı.
Kalbur: Büyük elek
Kaluk: Evlenmemiş, evde kalmış kız
Kaluk: Yaşı ilerlemiş ve evlenememiş kişi
Kama: Bir savunma aleti olarak bıçak, hançer
Kamaşmak: Işık karşısında gözün rahatsız olması
Kancali Yuğne: Kilitli iğne
Kandurukçi: Yalancı
Kaneviça: İnce dokuma, kanevice
Karamiş: Karayemiş, taflan
Karğa: Karga
Kartopi: Patates
Katana: Büyük cüsseli, iri
Kavara: Yellenmek, gaz çıkarmak
Kavlağan: Çınar
Kavlak: İşe yaramaz kişi, ahmak
Kavran: Tahtadan yapılan arı barınağı, kovan
Kaybana: Ani çıkan sıkıntılı duruma tepki
Kayiş: Kemer
Kaynana: Kayınvalide
Kaynata: Kayınpeder
Kazkaldıran: Terayağıyla yapılan peynir eritmesi
Kelebur: Bedava, kelepir
Kelek: Küçükbaş hayvanların boynuna asılan zil
Kelif: Küçük kulube
Kemane Vurmak: Değer vermemek, önemsememek
Kenef: Tuvalet, WC
Kepengi: Evden ahıra inmek için kullanılan merdiven kapağı
Kerenti: Tırpan
Kerman: Koyun yününü tel haline getiren alet
Kertmek: Ağacı balta ile istenilen düzeyde yaralamak
Kıh: 1. Pis, 2. Büyük abdest
Kılav: Bileği taşı
Kıran:  Tepe
Kırkmak: Koyun ve keçi yünlerini kesmek
Kırnat: Yastık
Kıtmil: Az miktarda, kıt miktarda, çok küçük bir parka
Kıylamak: Kaçmak
Kıylı: Kıyılı veya enarlı anlamında tepsi
Kilizma: Kazma
Kimiş: Gümüş
Kopel: Yaramaz çocuk
Koçuk: Kaban, yağmurluk
Kodes: Mahpushane, hapishane, zindan
Kolci: Eski bir tür güvenlik görevlisi
Kolot: Tekerlek biçiminde ekmek veya peynir
Kom: Kulübe, gibi küçük yapı
Kopça: Düğme.
Kopmak: Yürümek, koşmak
Kostel: Mısır veya tütünün kurutulan gövdesi
Kot kafalı: Büyük kafalı, kalın kafalı
Kot: Tahıl ölçeği ve onun kovası
Köz: Ateşte kor halde bulunan kömür parçası
Kumbur: Kambur
Kumbuz: Yumruk
Kumul: Çayır, mısır vb. tarım ürünleri yığını
Kurut: Kurtulan peynir veya yoğurt
Kuz: Kuzeye dönük
Kücük ay: Şubat
Külek: Büyük kova
Külfet: Masraf veya aile yükü
Külur: Bir tür bezelye
L
Lalak: Çevresinde olup bitenlere duyarsız
Lambır Lumbur: Hesapsız-kitapsız, ölçüsüz, hareket
Latir: Bezelye
Lazut: Mısır
Lemsa: Bol süt veren inek cinsi
Lenger: Büyük kap
Lili: Küçük erkek çocukların cinsel organı
Lobut: Hantal, kaba kişi
Loma: Lokma
Longoz: 1. Derin ve karanlık göl veya kuyu
Luluk: Ahmak, bön
Lumbur Lumbur: Dolu dolu, tıka-basa, yoğun
Lumbur: Bir aydınlatma aracı
Lüküs: Bir tür aydınlatma aracı
Lüluk: Oluk, çaydanlığın, çeşmenin ağız kısmı
M
Mabeyin: Yan oda
Magaryoz: Makarios (genellikle hakaret için söylenir)
Mağna: Büyük yük kayığı
Mahana: Bahane
Malak: Hımbıl, ağır haraket eden
Malez: Unlu yemek
Maskara: Rezil
Mavizer: Tüfek
Megereme: Meğer
Merak: Dert, hasret, ilgi
Meram: İstek
Merek: Derme çatma depo veya ambar
Mertek: Ev yapımında kullanılan ahşap kalas
Meşrebe: Maşraba
Midil: Örtü, yorgan
Mile: Misket, yuvarlak bilye
Mintan: Gömlek
Minzi: Lor peynir ya da çökelek
Moma: Ekmek
Mora: Böğürtlen
Muçurum: Yatalak, sakat
Muh: Mıh, kalınca, etli çivi
Muhanat: Korkak
N
Naasi: Nasıl oldu nidası
Nahır: Sığır sürüsü
Nahtar: Anahtar
Nakıs: Cimri
Namna: Bebek dilinde mama, bebek yemeği
Nekrif: Pis, mundar, iğrenç
Nene: Anne
Neyana: Hangi tarafa
Nezetli: Lezzetli
Nezuk: Çıtkırıldım, nanemolla
Nobran: Somurtkan, huysuz
O
Oğa: Ona
Oğli: Küçük erkek çocuğu
Orak Ayı: Temmuz
Orak inciri: Temmuz ayında olgunlaşan incir
Orak: Kesici alet
Ovarmak: Düzeltmek, onarmak
Ö
Örsül: Kızgın sacı kaldırmak için kullanılan metal tutacak
P
Palak: Şişmanca, dolgun ve semirmiş
Pambuk: Pamuk
Parambet: Kayığın üst yanları, parabet
Pasa: Devamlı
Pasal: Yere çakılan kazık
Pekluk: Kabızlık
Pelit: Meşe ağacı
Peşkir: Havlu
Peştamal: Kadınların bellerine sardıkları bir önlük
Peytemal: Beytül mal, sahipsiz olan, hazine malı
Pisküvit: Bisküvi
Piştof: Tabanca
Pontol: Pantolon
Potin: Giyilen bot
Potur: Üst kısmı şalvarvari olan bir çeşit pantolon
Pumpuruk: İhtiyarlamış, iyice kırışmış
Purtul: Yırtık, yırtılmış, eski kumaş
R
Recber: Rençber, tarla işleriyle uğraşan
Reyhalamak: Kokmak
S
Sacayak: Üç ayağı olan ocak aleti
Sahabetlik etmek: Birine sahip çıkmak
Salana: Salağana, Boş, avare
Sarender: Tahıl ürürnleri konan yer, ambar
Sayat: Fındık toplandıktan sonra fındık bakılması
Sayil: İsteyici, dilenci.
Sayvan: 4 direk üzerine kurulu tahta küçük oda
Sebi: Yeni doğmuş bebek, 1 yaşını doldurmamış bebek
Sehil: Sıcak
Semiz: Besili
Sıksara: Hızlı oynanan bir horon türü, sıksaray
Sırgan: Isırgan
Sıska: Soğanın en küçüğü ve tohumluk olarak ayrılanı
Sifte: Siftah, ilk olan.
Silik: Islık
Simsiği düşmek: Morali bozulmak
Sin: Eğil
Sini: Sofra
Sinor: Sınır
Sira: Zaman
Siya: Kayıkta kürekle geri itme
Soğun bakla: Geç ekilen ve güzün yetişen fasulye
Soğun: Hiç değilse
Sora: Sonra
Sökütmek: Çıkarmak
Sumuç: Baş ve işaret parmakları arasındaki mesafe
Sutlaş: Şütlaç
Suvarmak: Sulamak, su vermek
Sürgü: Fermuar
Ş
Şaşgalag: Şaşkın, dikkatsiz, sakar.
Şişek: Bir yaşındaki koyun
T
Taflan: Karayemiş
Talaş: Döğüş, kavga
Taraba: İnce tahta
Taş Tekne: Lavobo
Taşanaluk: Taşhanelik, tarla kenarlarına yığılan taşlar
Tay:  Yük balyası
Terek: Raf, apka çıktısı.
Tevekel: Saf, salak
Tevekkel: Cahil, düşüncesiz
Tıfıl: Ufak tefek, küçük çocuk
Tikan: Dükkan
Tiril: Siyah beyaz çizgili ucuz ve adi kumaş
Tirma: Undan yapılan yemek çeşit
Tiza: Kene
Tohli: Bir yaşına kadar erkek koyunun adı
Tokya: Takunya, terlik
Tophane:  yuvarlak pide
Torasan: Kış inciri
Torun: Yeğen
Tumbi: Hafif tepecik, tümsek
Tumbul: Tombul, şişman
U
Ula: Erkekler için kullanılan bir hitap şekli
Uruba: Elbise
Urum: Rum
Urus:  Rus
Usul: Yavaşça
Uşak: 1. Çocuk, 2. Delikanlı
Uşkur:  Bele bağlanan ip, uçkur, kuşak
Uveç: İki yaşını doldurmuş erkek koyun
Uzmek: Yüzmek
Ü
Üsküd: Üzgün, hüzünlü, garip, mahzun
V
Vabis: Çok büyük
Vagon: Tütün için kullanılan kaydıraklı düzenek
Varangel: İlkel teleferik
Verepleme: Diagonal veya köşegen olarak, verevleme
Vira: Hayde
Vol: Bellemede koparılan toprak parçası
Y
Ya ba: Ya bak
Yağniş: Yanlış
Yal: Bitkilerden hazırlanan hayvan yiyeceği
Yalağuz: Yalnız
Yalak: Su biriktirilen yer
Yalambuk: Yalancı
Yamsuk: Yamuk
Yangabaz: Hileci, kurnaz, üç kağıtçı
Yaralma: Yer elması, patates
Yaşmak: İnce, renkli, desenli, hafif baş örtüsü
Yaylim: Hayvan otlağı, yaylım
Yazma: Başörtüsü
Yeke: Kayıkta dümen kolu
Yelve: Bıldırcın sürülerine rehberlik yapan kuş
Yemeni: Üstü deri ökçesiz bir ayakkabı
Yenlik: Hafif
Yerlanbir: Yerle bir
Yırmak: Irmak, dere, küçük
Yisyiri: İpiri, kaskalın, oldukça iri
Yonga: Kerestenin yontulan kabuğu
Yufka: Sığ, derin olmayan
Yuğne: İğne
Yurğan: Yorgan
Yüklü: Hamile
Z
Zaguda:  Evde yapılan çizikli yeşil zeytin
Zağar: Kaslı köpek, çoban köpeği
Zali: Yiğit
Zebellak: İri cüsseli kimse
Zebil: Sayıca çok, çok fazla
Zencir: Zincir
Zırlamak: Boş, anlamsız konuşmak
Zırtıl: Deli
Zıvana: Kapı kilidinin dilinin girdiği yer
Zibazib: Ağzına kadar dolu
Zibil küreği:  Faraş
Zibil: Artıklar, toz, toprak taneciği
Zigar: Sigara
Zipga: Bir pantolan türu
Zirzop: işe yaramaz adam yada çocuk
Zot: İnatçı
Zumur: Mısır ekmeğiden yapılan yemek
Zumzuk: Çimdik

7. SONUÇ

Çaykara geçmişte uzun yıllar dışa kapalı bir yöre olarak kaldığından kendi içinde bir kültür bütünlüğü sağlamış ve kendi Türkçe kelimelerini kullanmaya devam etmiştir. Bu çalışmada Çaykara´da mahalli Türkçe kelimelerin belirlenmesine çalışılmıştır. Çaykara yöresinde 532 kelime belirlenmiştir.

Komşu ilçeler olan İkizdere´de 125, Bayburt´ta 63, Köprübaşı´nda 73 konuşulan ortak kelime de ortaya konmuştur. Son olarak Akçaabat´ta 452 ortak kelime belirlenmiştir.

Burada incelenen diğer 4 ilçede kullanılan ortak kelimelerle birlikte Çaykara Türkçesindeki bu sayı en az 1000´e ulaşmaktadır.

Bütün bu çalışmalar geçmişte bölgede ortak bir kültür dili oluştuğunu, fakat yazılı hale gelmediği için telaffuz farkları bulunduğunu göstermektedir. Atalarımızdan bize yadigâr kalan bu kelimeler yazılı hale getirilmezse zamanla unutulup kaybolacaktır.

Bütün Doğu Karadeniz´de ortak kullanılan Türkçe kelimeler dikkate alındığında buradaki insanların aynı bölgelerden buralara gelip yerleştikleri kanaati pekişir.

Bu konuda yörede yani sahada daha fazla çalışmalar yapılması gerekir. Özellikle yöreden dışarı çıkmayan, hiç okula gitmeyen ve 70 yaş üzerindeki hanımların konuşmaları kayıt altına alınıp çözümlenmelidir. 

KAYNAKLAR

Ağıralioğlu, Necati, Çaykara Türkçesi ve Türkçe Lehçeleri, Çaykara Gündem Gazetesi, 19.2.2018.

Akça Sözlük, Akçaabat Kültür Merkezi, www.akcaabatsanat.com/akca-sozluk/, akcaabatsanat@gmail.com.

Ayverdi, İlhan, Misali Türkçe Sözlük, Tek Cilt, 3. Baskı, Kubbealtı Neşriyatı, 1412 sayfa,2015.

Coşkun, Osman, Her Yönüyle İkizdere, sozriko.blogspot.com/2017/10/her-yonuyle-ikizdere.html, Oct. 12, 2017.

Demir, Ömer, Anzer: Bulutlara Komşu Şifalı Bal Diyarı, Rize Belediyesi Kültür Yayınları, 2016.

Demircioğlu, Sezgin ve Bilgin, Süleyman, Of Nüfus Defteri (Of ? Çaykara- Hayrat- Dernekpazarı, 1834), Şenyıldız Matbaası, 2011.

Hionides, Harry T., Greek Dictionary, William Collins Sons and Co. Ltd., 1987.

Mutluoğlu, Ahmet, Kimliğimizin Mührü Yaylalarımız, Çaykara Gündem Gazetesi, 23.3.2017.

Niyazoğlu, A. Cemal ve Pamuk, Veysel, www.egriderekoyu.net/koese-yazarlari/… /167-sive-halk-agz.html, – Şive (Halk ağzı)Mart 21, 2013.

Umur, Hasan, Of tarihi: Vesikalar ve Fermanlar. Güven Basımevi, 1951.

İletişim Bilgilerimiz
  • Adres:Ali Kuşçu Mh. Mıhçılar Cd. No: 34
  • Tel.:0212 631 32 33
  • Fax.:
  • caykara@caykara.com.tr
Sosyal Medya
99222
Bu Ay: 1806
Toplam : 99222
Toplam Hit : 288441
error: Content is protected !!