Son zamanlarda çokça duymaya başladığımız” Liyakat” kelimesini şimdiki döneme göre bir gözden geçirelim. Liyakat ;Arapça “lyk” kökünden gelmekte ve “layık olma” anlamını taşımaktadır.Osmanlı döneminde liyakat madalyası 1890 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu tarafından verilmeye başlanan sivil ve askeri madalyadır.
Liyakat kavramı somut verilere dayanan mesleki açıdan mesleğin gerektirdiklerine uygunluk ölçüsüne paralel olarak sonuçlandırılmasını ifade etmektedir gibi olsa da bayağa değiştiğini görüyoruz…
Şuan ki anlamının ne olduğunu nerde kullanıldığını bir göz atacak olursak; tamamiyle kişiselleştirilmiş gerçek anlamından uzaklaşmış bir anlam taşımaktadır.Üst kademe baskısıyla ben ne dersem o olur mantalitesiyle yürütülen bir sistem oluşturulmuş olup, liyakat ‘ım budur işine geliyor mu? haline gelmiş …Bu kelimenin anlamını bilmeden kullanmak bilgisizliğin ta kendisidir.Hak hukuk olmadan ,baskı kurma,üstünlük ,kayırma, hak edilmeden elde edilen hak gösterimi gibi bir kemikleşmiş sistemle liyakat’ı uygulamaktadır…Fakat birde gerçek liyakatçılar var ki onlara da sonsuz saygılarımı belirtmek isterim… Liyakatı kendilerine göre kullanma hakkı kimsenin değildir. Osmalı’dan bu yana köklü bir yapılandırması olan bir kelime bu kadar basite indirgenmemeli ve müsaade de edilmemeli ….Manasını bilerek konuşmak ve içeriğiyle yansıtmak gerekir…Çapulcu ve kendini bilmezlerin nerde nasıl konuşması gerektiğini ögrenmeden haznelerinde olmayan kelimeleri kulaktan dolma bir şekilde sarf etmemeleri gerekir…
Gerçek hayattaki ve öbür dünyadaki hakları düşünerek( ki büyük bir sorumluluk) sorumluluk bilinci içinde adım atmak gerekir yoksa öbür türlü konuşmak ta kolay , sarf etmekte kolaydır…