Çaykara Kültür Sanat ve Yayıncılık Ltd. Şti

Köksal İbrahimağaoğlu’nun Kaleminden O Yeni Yemiştu!

-Çabuk sofrayi kurun.

– E ne yeyeceğuk?

-Sofraya ne koyacağuk?

**

-Getur siniyi.

-Bakır beyuk siniyi deyurum.

-Önce sofra bezini ser,

-Ekmeği kes, suyi koy, bardak, kaşuk yardım et.

**

-Hayden yemekleri soğutman.

**

-Bereketli osun.

-Ooo buyurun.

-Ola kaynanan seveyu seni haman sofraya gel.

**

-Hazir sofra kurilmiştu, yemeğe gel.

-Yanaş yanaş, haman yanaş,

-Oyle pekenun kenarinda durma. Habole gel.

-Orada oturma,

-Yaklaş sofraya,

-Ola sofraya otur.

**

-Sağ elun ile ye.

– Ufatma.

– Dökma yere.

-E ustune dökma!

-Eğunden ye.

-E sade boğda etmeği yema.

**

-Döndurma tavayi,

-Elun ile yema. Kaşuğile ye.

-Yerken ses çıkarma.

**

-Elleruni yıkadun mi?

-Bismil ettun mi?

-Bismil ile başla.

-Bismil ile otur sofraya.

-Sora sofranun berekedi kaçar.

-Yemekten sonra dua yap.

-Ufandilari haboyle topla.

-Supur tabağuni sunnettu.

-Yerken konuşulmaz

-Hade fazla konuşma yemeğuni ye da kak.

* *

-Doğri otur! Sofraya karşu oyle uzanma, günahtu.

-Bağdaş kur da otur.

**

-Ola prak çecuği isteduği gibi yesun.

-Yaho ben ne deyurum?

-Prak ne yaparse yapsun. Yeyecek bi kaşuk yemek aldun cecuğun canini.

-Yaho yanliş bişe mi dedum?

**

Bazan komşuda misafirlikte bulunduğumuzda sofra kurulur, bu esnada büyüğümüzle göz göze gelir baş veya göz yardımıyla oturmak için onay bekleriz.

Onay çıkmamışsa:

-O yeni yemiştu.

Sözüyle yutkunup sofrayı gözümüzle takip eder ısrarın devamını beklerdik.

**

Komşularımızın bazan boğaldukleri, bazen da boğalttuğumuz yemek anları da olurdu ve o anlarda:

-Anan seni çağiruyu…

Cümlesiyle naizkçe evden gönderilir ve bir umutla koşardık eve ama boş yere…

Oyundan, arkadaşlarımızdan ayrılıp da eve yemeğe gitmek zor gelirdi bizlere.  Ama yemeğini esirgemeyen güzel komşularımız her zaman çoğunluktaydı…

**

Mekânlarımızın birçok yeri yenen yemeklerle karışık sohbet ve hatıralarla doludur.

Mezireler, yaylalar, çayırlar, çimenler, taş üstleri…

**

Sefer taslari. Azuklar, gazeteden, düz taşlardan kurduğumuz bereketli sofralar…

Ustanun yemeği, misafir yemeği, düğün yemeği, haci yemeği, Ramazanda hocanun yemeği…

**

-Ola calişacasun. Çaliştun mi yemeğun da çayun da tadi bi başka oluyu.

**

-Yemek hazir midur?

-Donatun sofrayi

-Allah Halil İbrahim sofrasi yapsun.

-Âmin. Buyursunlar.

**

-Ola gel bişeler yeyelum.

-Ver bize bi karişuk.

-Biraz daha ekmek ya kes.

**

-Çabuğun yeyun geç kalduk. Hayden.

**

-Ne zaman yeyeceğuk?

-Acoldum.

-Yerum yerum doymam.

-Aç gözluk yapma daha demin yedun.

**

-Sofrayı kaldur

-Sona kalan sofrayi kaldurur

**

Bu sofralardan beslendi bu sözleri işiterek bu güzel insanlar. Ama kimi sözler doğru kimi yanlış.

-Ola sofrayi kaldurun biri geluyu!

Yokluklar içerisinde doğduk.

Bu kıtlıktan bu gönül zenginliğine ulaştı insanlarımız. Bu kıt sofralar yalnızca yemek değil aynı zamanda edep sundular evlatlarına…

Sofraları esirgemeden; kuran, donatan, sunan tüm gönüllere selam ve sevgiyle…

İletişim Bilgilerimiz
  • Adres:Ali Kuşçu Mh. Mıhçılar Cd. No: 34
  • Tel.:0212 631 32 33
  • Fax.:
  • caykara@caykara.com.tr
Sosyal Medya
98894
Bu Ay: 1478
Toplam : 98894
Toplam Hit : 287958
error: Content is protected !!